Milletimizin kahramanlık ve kararlılığının somut ifadesi, İstiklal Savaşı'nın nihaî zaferi olan 30 Ağustos Zaferi'nin 102. yıl dönümünü kutlamanın gururunu ve heyecanını yaşıyoruz. Bu şanlı zafer, tarihin sayfalarına altın harflerle yazılmış bir kahramanlık destanıdır.

Türk milletinin var olma mücadelesinin önemli mihenk taşlarından birisi olan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Muharebesi, yok edilmek ve vatanından kovulmak istenen bir halkın millet olmasının, ülkesini işgalcilerden elbirliği ile kurtarmasının ve özgür ve bağımsız yaşama isteğinin tezahürüdür.

Gazi Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının, milletimizin tarihinden aldıkları ilham ve inançla başlattıkları kurtuluş mücadelesinde kazanılan zafer, 26 Ağustos'tan 30 Ağustos 1922'ye kadar olan dönemde, bizlere mukaddes bir emanet olarak kalmıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Kocatepe'de top sesleriyle başlayan Büyük Taaruz, Dumlupınar'da kesin bir zaferle sonuçlanmış, istikbâlin ve istiklâlin taarruzu olarak tarihe unutulmaz bir kahramanlık hikâyesi olarak geçmiştir.

Dumlupınar'da; aşılmaz, sarsılmaz ve yenilmez kudretini ortaya koyan milletimiz, esaret zincirlerini parçalamış, 1071 Malazgirt zaferiyle vatan haline gelen Anadolu'nun hiçbir güç tarafından ele geçirilemeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya haykırmıştır. Milletimizin azim ve kararlılığını, birlik ve beraberliğini en çarpıcı şekilde temsil eden bu zafer; bağımsızlığına ve hürriyetine düşkün bir milletin karşısında hiçbir gücün duramayacağını göstermiştir.

Savaşlar, yalnızca orduların çarpıştığı bir mücadele alanı değil, bir milletin ortak ruhunu ve inancını ortaya koyduğu zamanlardır. 30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece askerî bir zafer değil aynı zamanda bir milletin tüm değerleriyle; bilimden sanata, ahlaktan kültüre kadar bütün yönleriyle nasıl bir araya gelip üstün bir kuvvet oluşturabileceğinin resmidir.

Kahraman ecdadımızın canları pahasına elde ettiği bu şerefli mirası, 102. yılında da gurur ve saygıyla taşımaya devam ediyoruz. Bu kutlu zaferin mesuliyetini, her daim omuzlarımızda hissederek istikbaldede yeni kuşaklara emanet edeceğiz. Yeni neslin bilgiyle, ahlakla ve azimle mücehhez fertler olarak bu ülkenin aydınlık yarınlarına yön vermesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

Bu vesileyle kutlu topraklarda özgürce yaşamamızı sağlayan, bağımsızlığımızı ve hürriyetimizi bize armağan eden tüm kahramanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyorum. 30 Ağustos, Türkiye'nin bağımsızlık yolu üzerinde attığı en büyük adımlardan biridir. Bu özel gün, bir milletin kaderini değiştiren azmin ve kararlılığın anısını yaşattığı kadar, geleceğe olan inancımızı ve umudumuzu da taze tutmaktadır. Bu umuttan aldığımız ilham, heyecan ve ruhla100. yılını geride bıraktığımız Cumhuriyetimizin, "Türkiye Yüzyılı" için büyük bir azim ve gayretle çalışmaya devam edeceğiz.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.

 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!

                                                                                     

                                                                                                                                  Asım SULTANOĞLU

                                                                                                                      Şanlıurfa  İl Millî Eğitim Müdürü